KARMAŞIK BİR SÜREÇTEYİZ

ABD dünyayı yeniden çiziyor.Emperyalizm olgusunun en büyük temsilcisi olan ABD sermayesi azgınca Dünyayı sömürüyor.Yetmiyor, silah pazarını genişletmek için eski diktaörlerin cephaneliklerini kendi halklarına talan ettirip, yeniden kuracağı diktatörleri silahlandırma yolunda dolu dizgin gidiyor.Petrol yatağı ortadoğu şu anda en büyük umudu.Geri bıraktırılmış halkları yönetmek onun için kedi fare örneği gibi çok kolay.Din unsuru ile gözlerini kör ettiği Müslüman Arap Dünyasını her amacında kullanıyor.En sadık adamı Bin Ladin gibi kuklaları oynatarak diğer hıristiyan halkların susturulmasında olduğu kadar müslüman halklarıda yönetmekte, kahraman diye pompalamakta sınır tanımıyor.11 Eylül'de İkiz kulleri yıktırıp Irakın işgalini tezgahlaması gibi.

Ülkemizde durum nasıl ?
Bütün bu yaşananların gölgesinde ülkemize dönüp baktığımızda tablo iç açıcı değil.
Uzağı görebilen mi, yoksa gösterileni bilen mi demek lazım bilmiyoruz ama, İktidar kanadının geleceği, 10 yıl önceden gördükleri artık su götürmez bir gerçek.
Bu yeteneklerini iyi kullanıyorlarmı? Kimine göre evet, kimine görede hayır.
İçişleri Bakanı bizdeki basın özgürlüğünün ABD den daha ilerde olduğunu söylediğinde karşı çıkanlar oldu.Oysa bunu neye göre diyerek baksalardı Bakanın doğru söylediğini görürlerdi.
Evet biz ABD den çooook çok ilerdeyiz.
Ama neye göre basın özgürlüğü...Basını susturma adına özgürlük sıralamasında belkide dünyada 1. sırada olduğumuzu söylemek abartma olmaz.
Fakat şunuda bilmelilerki korku dağılıyor.
Artık söyleneceği söylemek yapılacağı yapmak konusunda korkulare yer olmadığı toplumda yavaş yavaş yerleşiyor.Bunu iyi okumaları gerekir iktidarın.
İnternet sitelerinde yorumları süzünce gelinen noktada artık bıçağın kemiğe dayandığı yerdeyiz kanaatı insanlarda yerleşmeye başladı.Ve kimseden artık yazın anlatın demek  yerine yapılacağı aramaya başlamış görünüyorlar.Hatta akıl bile veriyorlar.
Bu halkın artık dayanacağ yeri kalmadığının işaretidir.

Muhalefet Liderleri
CHP salon ağzı ile yaptığı çıkışları muhalefet zannederek yanılıyor.Litaretüre abuk subuk cümleler sokuyor, "Faşizm" tanımları komikmi komik.
"Yetti Artık" diyor Genel Başkan.Kaçıncı yetti sayın başkan? Yeten ne? Yettiyse ne yapacaksınız?
Komedi devam ediyor CHP kanadında.Aklı başında konuşanlarıda susturuyorlar.Süheyl Batum, Muharrem İnce gibi konuşmacıları geri çekmek CHP de usül oldu.
MHP ye gelince Devlet Bahçeli'nin ne yapmak istediğini anlayan beri gelsin.
Aynaya karşı kılıç çekmiş gölgesi ile oynuyor.
Silivriye doldurulan haksız suçlamaların muhataplarını sağcı solcu diye ayırmak doğrumu?
Diğer parti başkanlarını bu ikiliden ayırmak zor.
Bir Doğu Perinçek var ne yazıkki oda marjinaliteyi bir türlü kıramadı.
Şu anda zaten Silivri'de zorunlu ikamete tabi tutlmuş.
Tuncay Özkan parti başkanımı gazetecimi henüz karar verbilmiş değil.Süreçte tamamlanamadı gerçekte.
Kürt toprak ağalığını hiç dikkate almamak lazım bu durumda.O zaten ABD politikasının alevli sürdürücüsü.Sözde özgürlük arayışında ama gerçeği ABD esaretini kendilerince Türk esaretine yeğliyorlar.
Oysa gerçekte bir biri ile etle tırnak olmuş iki halkı ayrıştırmanın emperyalist çizgisindeler.

Sonuç
Kıyma makinasına atılmış bir ülke durmumuz gittikçe daha çok derinleşen karanlığa doğru sürükleniyor.Gelecek kaygılarımızı giderecek umutlarımız kapkaranlık.
Oysa Başbakan'ın yürüyüşüne bakınca insanın içi ferahlanmalı.Ama ne yazık ki öyle değil.Kuşkuların tavan yapmasından başka bir işe yaramıyor.Höt diyince Dünyaya duyulan sesi ülkede mutlu bir toplum yaratmaya yetmiyor.Konuşmaları toplumu dahada umutsuzluğa itiyor.
Babacanlığı taksi duraklarında simitçileri bahşişle mutlu etmekten öteye gitmiyor.