DİKTATÖRÜN LİBYA'SI İLE NATO'NUN LİBYA'SI

 Kaddafi'nini diktatörlüğünde Libya'nın bizim hiç bilmediğimiz Ülke Kaynaklarının paylaşılması çok önemli bir veridir.Lİbya'nın öz kaynakları yani petrol, yer altı suları vs. tümünün % 90 Libya'lılar tarafından pay ediliyordu.Aslan payı Kaddafi ve aşiretine gidiyordu ama sonuçta doşa bağamlılıktan dolayı dışa kayan sermaye % 10 du...
Peki şimdi ne olacak?
Fransa yer altı sularını şimdiden alıp işletmeye bile açmış.
Petrol derseniz başta ABD zalimleri olmak üzere yabancılar çöreklendi.

E ne oldu derseniz, Libya'lı salyaları köpürenler şimdi salyaları ile baş başa kalacak.
Demokrasi (!) geldi.Bu yeterli.

İki yüzlü aşağılık oyundan bir kaç karemi kalacak sanılıyor tarih sayfalarında...

Aşağıdaki resimler sadece resim olarak mı kalacak yani?









Ve en son kare bizim eş başkanımız...Önce ödül aldı, akabinde "Nato'nun ne işi var Libya'da" dedikten bir kaç gün sonra Nato'nun oraya girmesine alkış tuttu.
Ve Türkiye bunu unuttu...



Kaddafi insanlık dışı bir şekilde katledildi.(Bu katlediliş onu savunma adına değil.Ama gerçektende katledildi)

Önce şeriat yasaları hayata geçerken başlıca uygulama , erkeklerden yana işledi.Ve çok evlilik hayata geçti.

Nato demokrasisi yada ABD islamında özgürlük böyle.

Bin yıllık dinler yeniden düzenleniyor.İslamından budizmine kadar tüm dinler, emperyalizmin can çekişmesini uzatacak temelde düzenleniyor.

Dinlar arası kardeşlik, sadece batan kapitalizmin kurtarıcısı olurken insanlığın canına okuyor.
Ne dersiniz bu devam edebilir mi?
Tarih tersine akıtılabilir mi?

İşte yukarıdaki iki yüzlülüğün son noktası;