İzmir de Ulaşım

YARIN 10 KASIM

İktidarın Duyarsızlığına Rağmen Türk Gençliği ve Türk Halkının Atatürk’e Sahip Çıkışı: Toplumsal Bellek ve Sivil Direnç Üzerine Bir İnceleme

09 Kasım 2025 Pazar 13:08
 Özet

Bu çalışma, Türkiye’de siyasal iktidarların dönemsel duyarsızlıklarına rağmen, Türk halkı ve özellikle gençliğin Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik bağlılıklarını sürdürmelerini sosyolojik ve kültürel bir perspektiften incelemektedir. Atatürk’ün toplumsal bellekteki konumu, yalnızca tarihsel bir figürün ötesinde, ulusal kimliğin ve modernleşme ideallerinin simgesi olarak değerlendirilmektedir. Çalışma, halkın ve gençliğin kendi inisiyatifiyle geliştirdiği anma pratikleri, sembolik davranış biçimleri ve kamusal sahiplenme örnekleri üzerinden toplumsal bir direnç mekanizmasının işleyişini tartışmaktadır.

1. Giriş

Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye’de yalnızca bir siyasi lider değil, aynı zamanda ulusal kimliğin kurucu ögesi ve modernleşme sürecinin temel referans noktasıdır (Zürcher, 2017; Mango, 1999). Ancak son yıllarda, bazı siyasal iktidarların Atatürk’ün mirasına yönelik mesafeli veya sembolik düzeyde sınırlı tutumlar sergilemesi, kamuoyunda “duyarsızlık” tartışmalarını beraberinde getirmiştir (Çınar, 2020). Buna karşın, toplumun geniş kesimleri, özellikle genç kuşaklar, Atatürk’e olan bağlılıklarını resmi politikaların ötesinde, gönüllü bir sahiplenme biçimiyle sürdürmektedir.

2. Toplumsal Bellek ve Atatürk İmgesi

Halbwachs’ın (1992) tanımladığı “kolektif bellek” kavramı, toplumların ortak geçmişe dair hatırlama biçimlerini açıklamada önemli bir araç sunmaktadır. Atatürk figürü, Türkiye’de bu kolektif belleğin merkezinde yer almaktadır. Resmî ideoloji veya devlet politikaları değişse dahi, halkın Atatürk’e ilişkin belleği süreklilik göstermektedir. Bu süreklilik, eğitim, aile içi aktarım ve toplumsal ritüeller aracılığıyla yeniden üretilmektedir (Köker, 2013).

3. Sivil Anma Pratikleri ve Halkın Sahiplenme Biçimleri

Son on yılda yapılan gözlemler, Atatürk’ü anma etkinliklerinin devlet organizasyonlarının dışına taşarak, sivil bir karakter kazandığını göstermektedir. Özellikle 10 Kasım, 29 Ekim ve 19 Mayıs gibi tarihlerin halk tarafından yoğun biçimde sahiplenilmesi, toplumsal bir “sivil ritüel” niteliği taşımaktadır.
Örneğin, 10 Kasım sabahı ülke genelinde siren sesleriyle birlikte bireylerin kendiliğinden saygı duruşuna geçmeleri, merkezi bir otorite tarafından yönlendirilmeden gerçekleşmektedir. Bu durum, Atatürk’e yönelik bağlılığın siyasal değil, duygusal ve kültürel bir içselleştirmeye dayandığını göstermektedir (Demirtaş, 2018).

Anıtkabir ziyaretleri de bu sahiplenişin somut bir göstergesidir. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre, Anıtkabir’i yılda ortalama 5 milyondan fazla kişi ziyaret etmektedir (KTB, 2023). Bu ziyaretlerin büyük kısmını gençlerin oluşturması, Atatürk’ün gençlik üzerindeki etkisinin kuşaklar arası bir süreklilik arz ettiğini ortaya koymaktadır.

4. Gençliğin Rolü: Direnç, Kimlik ve Modernlik

Atatürk’ün “Bütün ümidim gençliktedir” sözü, Türk gençliğinin tarihsel misyonunu tanımlamaktadır. Günümüzde gençlerin Atatürk’e yönelik sahiplenişi, yalnızca nostaljik bir bağlılık değil, aynı zamanda modernlik, laiklik ve özgürlük değerlerine yönelik bir kimlik inşası biçimidir (İnsel, 2009).

Gençler, sosyal medya, sanat ve popüler kültür aracılığıyla Atatürk’ü yeniden üretmekte, O’nu çağdaş bir simge haline getirmektedir. Bu durum, iktidarların tarihsel sembollere yönelik soğuk veya seçici yaklaşımlarına karşı kültürel bir direnç oluşturmakta; Atatürk sevgisini siyasal tartışmaların ötesinde bir toplumsal aidiyet meselesine dönüştürmektedir (Yılmaz, 2021).

5. Sonuç

Atatürk, Türkiye’de yalnızca bir tarihsel figür değil, toplumsal belleğin, ulusal kimliğin ve çağdaş değerlerin ortak paydasıdır. Siyasal iktidarların dönemsel duyarsızlıkları veya mesafeli tutumları, bu sahiplenmeyi zayıflatmak yerine, halkın kendi öz inisiyatifini güçlendirmektedir. Türk gençliği, Atatürk’ü bir “devlet figürü” olarak değil, özgürlüğün, bilimin ve aklın temsilcisi olarak yeniden yorumlamaktadır.

Dolayısıyla, Atatürk’e sahip çıkmak, yalnızca tarihsel bir saygı göstergesi değil; modern Türkiye’nin varlık nedenine ve geleceğine sahip çıkmak anlamına gelmektedir. Bu olgu, Türkiye’de toplumsal belleğin ve sivil dayanışmanın en güçlü göstergelerinden biridir.

Kaynakça

Çınar, M. (2020). Türkiye’de Atatürk Algısının Dönüşümü. Ankara: İmge Kitabevi.

Demirtaş, E. (2018). “Toplumsal Bellek ve Sivil Anma Pratikleri: 10 Kasım Örneği.” Toplum ve Bilim, 143(2), 87–102.

Halbwachs, M. (1992). On Collective Memory. Chicago: University of Chicago Press.

İnsel, A. (2009). Kemalizm, Hegemonya ve Modernlik. İstanbul: Birikim Yayınları.

Köker, L. (2013). “Modernleşme, Ulusal Kimlik ve Atatürk.” Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 68(1), 45–67.

Kültür ve Turizm Bakanlığı (KTB). (2023). Anıtkabir Ziyaretçi İstatistikleri 2023. Ankara: KTB Yayınları.

Mango, A. (1999). Atatürk. London: John Murray Publishers.

Yılmaz, S. (2021). “Dijital Kültürde Atatürk Temsilleri ve Gençlik.” İletişim ve Toplum Araştırmaları Dergisi, 5(3), 214–230.

Zürcher, E. J. (2017). Modernleşen Türkiye’nin Tarihi. İstanbul: İletişim Yayınları.

Haber Kaynağı: EGEDE SENTEZ
Yükleniyor...