İzmir de Ulaşım

17 EKİM SOVYET DEVRİMİ

17 EKİM DEVRİMİ

08 Kasım 2017 Çarşamba 13:16
 1917 Rus Devrimi olarak da anılan Ekim Devrimi, Vladimir Lenin tarafından “ekmek, barış, özgürlük” sloganı altında 1905 Rus Devrimi’nin devamı niteliğinde olmuş ve Petrograd (Petersburg) şehrinde ilk kıvılcımlarını yaymaya başlamıştır. 1905 Devrimi tamamıyla halk iradesiyle başlatılmışken, Ekim Devrimi, bir parti düşüncesiyle başlatılmıştır. 
EKİM DEVRİMİ ÖNCESİ AYAKLANMALAR
Dönemin yönetim sistemine baktığımız zaman Rusya’da diktatörlük ve mutlak yönetim şekli hâkimdi. Çar sistemiyle yönetilen Rusya büyük bir ekonomik çöküş ve buhran yaşıyordu. Rus halkının çoğunluğunun işsizler ve köylülerden oluşması ülkenin bu kötü gidişatını kanıtlar nitelikteydi. Yokluk ve sefaletin devam etmesi sonucu halk 1905’de ayaklanarak bu duruma tepkisini gösterdi. Fakat 1905 Devrimi’nin ardından durumlar eskisinden daha kötü bir hal aldı ve Petersburg ve Moskova’da, İşçi Sovyetleri kuruldu. Bunun ardından Çar bazı önlemler alarak yasama meclisi olan Duma’yı kurup halka bazı özgürlükler tanıdı. Bu yöntem çok faydalı olmadı ve hatta Çar’dan yönetimin alınmasına sebep oldu. I. Dünya Savaşı’na katılan Rusya, sefaletin son demine ulaşmıştı ve yokluk içinde yaşamaya devam ediyordu. Rus halkı barış istiyordu fakat hükumet bunu destekledi ve I. Dünya Savaşı’na devam etme kararı aldı. 
EKMEK, BARIŞ ÖZGÜRLÜK SLOGANIYLA EKİM DEVRİMİ'NİN GELİŞİMİ
Dönemin yönetim sistemine baktığımız zaman Rusya’da diktatörlük ve mutlak yönetim şekli hâkimdi. Çar sistemiyle yönetilen Rusya büyük bir ekonomik çöküş ve buhran yaşıyordu. Rus halkının çoğunluğunun işsizler ve köylülerden oluşması ülkenin bu kötü gidişatını kanıtlar nitelikteydi. Yokluk ve sefaletin devam etmesi sonucu halk 1905’de ayaklanarak bu duruma tepkisini gösterdi. Fakat 1905 Devrimi’nin ardından durumlar eskisinden daha kötü bir hal aldı ve Petersburg ve Moskova’da, İşçi Sovyetleri kuruldu. Bunun ardından Çar bazı önlemler alarak yasama meclisi olan Duma’yı kurup halka bazı özgürlükler tanıdı. Bu yöntem çok faydalı olmadı ve hatta Çar’dan yönetimin alınmasına sebep oldu. I. Dünya Savaşı’na katılan Rusya, sefaletin son demine ulaşmıştı ve yokluk içinde yaşamaya devam ediyordu. Rus halkı barış istiyordu fakat hükumet bunu destekledi ve I. Dünya Savaşı’na devam etme kararı aldı.  
TEMMUZ GÜNLERİ VE EKİM DEVRİMİ
Temmuz ayının ilk günlerine gelindiği zaman yönetim tamamen kötü ellere geçmiş ve iç savaş giderek kızışmıştı. Barışın tamamen bitmesi ile birlikte Lenin ve yandaşları hakkında tutuklama emri verilmiş, Lenin çıkan bu tutuklama emriyle birlikte Finlandiya’ya kaçmıştı. Yapılan bir gizli toplantıda Troçki ve yandaşları Bolşevik Partisi’ne katıldı, bunun üzerine Lenin Petersburg’a geri döndü ve 10 Ekim’de yaptığı toplantıda silahlı ayaklanma için planlar yapmaya başladı. Dönemin Genel Kurmay Başkanı olan Kornilov, komünistlerin ve Sovyetlerin yok edilmesi gerektiğini söyleyerek Bolşeviklere karşı birçok saldırı planı hazırlamıştı. Kornilov’un tek amacı askeri bir diktatörlük yaratıp ülkenin yönetimini ele geçirmekti. Kornilov yaptığı planları geçici hükümetle paylaştı; fakat Krenski tarafından destek alamadı. Buna rağmen Kornilov Petersburg’daki Bolşevik’lerin üzerine askeri birlik yolladı. Halk Bolşeviklere destek çıktı ve gelen saldırıya aynı sertlikte ve ciddiyette cevap verdi. Bu direniş ile birlikte Bolşevik taraftarları büyük bir artış göstermeye başladı.
Lenin 7 Ekim’de silahlı ayaklanma planları hazırlarken partideki bazı kişiler bunu dışarı sızdırdılar. Buna rağmen 24 Ekim tarihinde Lenin önderliğinde ayaklanma başlatıldı ve zafer kazanıldı. 26 Ekim tarihinde de Lenin’in başkanlık edeceği Sovyetler Hükümeti kuruldu. Lenin ilk olarak Troçki’yi Dışişleri Bakanı olarak görevlendirdi ve ilk adım olarak Rusya’nın I. Dünya Savaşı’ndan acilen çekilmesi ve çöken ekonomisinin düzeltilmesi için önlemler almaya başladı. Bu amaç doğrultusunda Troçki, Brest-litovski antlaşmasını imzalayarak 1. Rusya’yı I. Dünya savaşından çekti.
İç Savaş Sırasında Lenin Tarafından Yönetilen Kızıl Ordu
Geçici hükümetten alınan iktidar Bolşeviklerin ve müttefikleri olan Sol SR’ların hâkim olduğu Sovyetlere verildi. Bu olayların devamında Bolşeviklere karşı olan monarşi yanlısı Beyaz Ordu, Bolşeviklere karşı iç savaş başlattı. 1917-1922 yılları arasında Rusya’da uzun bir iç savaş ortaya çıktı. Ayaklanma planları yapıldığı sıralarda Sovyet yanlıları olan Menşevik ve SR’lar ayaklanmaya destek vermediler. Eylül ve Ekim aylarında Moskova ve Petrograd sanayi işçileri, maden işçileri, demir sanayicileri, petrol işçileri, demir yolu işçileri birçok grev yapıp ve Lenin’i desteklediler. Kornilov’un saldırılarına karşılık olarak tüm Rusya yönetiminin Sovyetlere verilmesini onayladı ve destekledi. Yeni hükümet iş başına geçtiği yıllarda baş gösteren iç savaşta Lenin’in bazı yandaşları iç savaşa destek oldu. Kendisine ve devrimine ihanet eden yandaşlarını ayrım yapmadan öldürttü. Bu sayede verdiği tüm sözlerin arkasında durmayı da başardı. 1924 yılında Lenin hastalandı ve kısa süre içerisinde de hayatını kaybetti. Akla ilk gelen soru “hükümetin başına kim geçecek?” sorusu oldu. O dönemde iktidarda olan tek parti Sovyetler Birliği Komünist Partisi’ydi. İç savaş döneminde Lenin ve Stalin arasında çok samimi sohbetler gerçekleşmişti. Lenin ölmeden önce Stalin’in kesinlikle hükümetin başına geçebilecek kadar güvenilir olmadığını belirtmişti fakat bunu kimse önemsememişti. Lenin’e göre iktidar Sol Bolşeviklere verilmeliydi. İç savaş esnasında Troçki Kızıl Ordunun komutasını üstlendi ve Stalin’i destekledi. Stalin’in yeni ekonomik politikadan vazgeçilmesi gerektiğini söylemesi üzerine Troçki taraf değiştirdi. Troçki’nin muhalefete geçmesiyle birlikte Stalin 1928 yılında Troçki’nin tüm gücünü elinden aldı ve onu sürgün etti.
LENİN HÜKÜMETİ VE GETİRDİĞİ YENİLİKLER
Temmuz ayının ilk günlerine gelindiği zaman yönetim tamamen kötü ellere geçmiş ve iç savaş giderek kızışmıştı. Barışın tamamen bitmesi ile birlikte Lenin ve yandaşları hakkında tutuklama emri verilmiş, Lenin çıkan bu tutuklama emriyle birlikte Finlandiya’ya kaçmıştı. Yapılan bir gizli toplantıda Troçki ve yandaşları Bolşevik Partisi’ne katıldı, bunun üzerine Lenin Petersburg’a geri döndü ve 10 Ekim’de yaptığı toplantıda silahlı ayaklanma için planlar yapmaya başladı. Dönemin Genel Kurmay Başkanı olan Kornilov, komünistlerin ve Sovyetlerin yok edilmesi gerektiğini söyleyerek Bolşeviklere karşı birçok saldırı planı hazırlamıştı. Kornilov’un tek amacı askeri bir diktatörlük yaratıp ülkenin yönetimini ele geçirmekti. Kornilov yaptığı planları geçici hükümetle paylaştı; fakat Krenski tarafından destek alamadı. Buna rağmen Kornilov Petersburg’daki Bolşevik’lerin üzerine askeri birlik yolladı. Halk Bolşeviklere destek çıktı ve gelen saldırıya aynı sertlikte ve ciddiyette cevap verdi. Bu direniş ile birlikte Bolşevik taraftarları büyük bir artış göstermeye başladı.
Lenin 7 Ekim’de silahlı ayaklanma planları hazırlarken partideki bazı kişiler bunu dışarı sızdırdılar. Buna rağmen 24 Ekim tarihinde Lenin önderliğinde ayaklanma başlatıldı ve zafer kazanıldı. 26 Ekim tarihinde de Lenin’in başkanlık edeceği Sovyetler Hükümeti kuruldu. Lenin ilk olarak Troçki’yi Dışişleri Bakanı olarak görevlendirdi ve ilk adım olarak Rusya’nın I. Dünya Savaşı’ndan acilen çekilmesi ve çöken ekonomisinin düzeltilmesi için önlemler almaya başladı. Bu amaç doğrultusunda Troçki, Brest-litovski antlaşmasını imzalayarak Rusya’yı I. Dünya savaşından çekti.
İç Savaş Sırasında Lenin Tarafından Yönetilen Kızıl Ordu
Geçici hükümetten alınan iktidar Bolşeviklerin ve müttefikleri olan Sol SR’ların hâkim olduğu Sovyetlere verildi. Bu olayların devamında Bolşeviklere karşı olan monarşi yanlısı Beyaz Ordu, Bolşeviklere karşı iç savaş başlattı. 1917-1922 yılları arasında Rusya’da uzun bir iç savaş ortaya çıktı. Ayaklanma planları yapıldığı sıralarda Sovyet yanlıları olan Menşevik ve SR’lar ayaklanmaya destek vermediler. Eylül ve Ekim aylarında Moskova ve Petrograd sanayi işçileri, maden işçileri, demir sanayicileri, petrol işçileri, demir yolu işçileri birçok grev yapıp ve Lenin’i desteklediler. Kornilov’un saldırılarına karşılık olarak tüm Rusya yönetiminin Sovyetlere verilmesini onayladı ve destekledi. Yeni hükümet iş başına geçtiği yıllarda baş gösteren iç savaşta Lenin’in bazı yandaşları iç savaşa destek oldu. Kendisine ve devrimine ihanet eden yandaşlarını ayrım yapmadan öldürttü. Bu sayede verdiği tüm sözlerin arkasında durmayı da başardı. 1924 yılında Lenin hastalandı ve kısa süre içerisinde de hayatını kaybetti. Akla ilk gelen soru “hükümetin başına kim geçecek?” sorusu oldu. O dönemde iktidarda olan tek parti Sovyetler Birliği Komünist Partisi’ydi. İç savaş döneminde Lenin ve Stalin arasında çok samimi sohbetler gerçekleşmişti.Lenin’e göre iktidar Sol Bolşeviklere verilmeliydi. İç savaş esnasında Troçki Kızıl Ordunun komutasını üstlendi ve Stalin’i destekledi. Stalin’in yeni ekonomik politikadan vazgeçilmesi gerektiğini söylemesi üzerine Troçki taraf değiştirdi. Troçki’nin muhalefete geçmesiyle birlikte Stalin 1928 yılında Troçki’nin tüm gücünü elinden aldı ve onu sürgün etti.
20 Ağustos 1940 tarihinde Meksikalı bir işçi tarafından devrime ihanet ettiği gerekçesi ile öldürüldü.
Haber Kaynağı: ESH

Bu haber 25111 kez okundu
Yükleniyor...