İzmir de Ulaşım

ALAÇATI...

Sörf cenneti Alaçatı... Taş binaları ile Alaçatı... Efil efil rüzgarı ile Alaçatı...

13 Kasım 2010 Cumartesi 12:56
ALAÇATI...

Alaçatı; düzgün yüzlü, taş binaları, daracık dökme taş kaplı sokakları, küçük meydanları ile Türkiye’nin diğer beldelerini kıskandıracak kadar farklı ve güzel bir tatil merkezi. Bu günkü şöhretini ise tarihi mimari dokusunu bozmadan ve yeni binalarını da bu dokuya uygun tarzda inşa etmesine borçludur.

Altı güzel mahallesi, Hacımemişteki tarihi camisi ve Eski Pazaryerinde yer alan ve Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında haklı zorunluluklarla camiye dönüştürülmüş tarihi kilisesi ve Yenimecidiye’deki kilise kalıntısı ile birlikte her bir yanı tarih kokar.

Agrillia Limanına, Germiyan’dan, Nohutalan’dan, Issız dereden akan, dokuz köprülerden geçerken, kiminin bulanık ve çamurlu bulduğu, bazıları içinse; dibi görünmeyen nehir görünümündeki yağmur suları hayatın ta kendisi ve gizemidir. O da bunu bildiği için akıp giderken içini göstermez. Bezen yavaş yavaş akar, bazen öylesine coşup taşar ki kıyıları, tarlaları kaplar.

Her akıp giden su damlacığı yaşanmışlıkları da birlikte alıp giderken, genç âşıklara gelecek hayalleri kurdurup, yaşlılara iç çektirirler. Her mevsim ayrı ışıklara bezenir Agrilya. Rengi hep değişir. Sararır boza döner, grileşir, kararır ve hatta yeşerdiği bile olur ama derler ki, onu mavi olarak görebilenler sadece sevdalı gözlerdir.

Velhâsıl Alaçatı’nın her yanı birbirine benzer görünürse de aslında hayatlarımız gibi hiç birbirine benzemeyen çeşitliliktedir. Alaçatı’nın sokakları ve yüksek duvarlarıyla sarmaş dolaş, yemyeşil ağaçlı tepeleri baktığımızda öte yakasındaki sakız ağaçlarına çarpıp yayılan geniş bir dalganın sakin teslimiyeti içinde dümdüz uzanır gider.

Alaçatı’nın Hacımemiş mahallesinden Yenimecidiye mahallesinin son sokağına kadar yan yana dizilmiş cumbalı, kepenkli, taş evlerinin çoğu yeni sahiplerince elden geçirilmiş pırıl pırıldır. Eski ya da yeni hepsinin cam kenarlarında sardunya saksıları vardır. Yosunlaşmış taş duvarlı bahçelerden yasemin, melisa ve manolya kokuları yayılır. Bu duygu ve kokular eşliğinde beldenin dört bir yanına yayılmış çay bahçeleri veya Cafelerinde oturup, Alaçatılılar’ın tabiriyle tavşankanı çayı yudumlamanın sa tadına doyum olmaz.

Geceleri de bir başkadır Alaçatı’nın. Efil efil esen Gerence rüzgarı eşliğinde küçüğünden büyüğüne şarap evleri, kafe-bar ve restoranlar efkar dağıtmak, geçmişimizden geleceğe yeni köprüler kurmak adına kucak açmış sevenlerini bekliyor. Kendinizi, her köşe başında gönül telinizi titreten bir müzik eşliğinde bir mekanda oturmuş şarabınızı yudumlar, gelecek hayalleri kurarken bulabilirsiniz!

Kimbilir?

E.G.
Haber Kaynağı: ESH- Doğan Prepol
Yükleniyor...