İzmir de Ulaşım

GÜNDEMDEKİ GÖREV SOSYALİST DEVRİM

Türkiye'de Kürt meselesine yaklaşım her kesimin kendine göre yontması ile devam ediyorken. Sosyalistlerin sınıf temelinde çözüm önerileri nedense çok duyulmuyor.Oysa bu meseleyi çözecek olan sosyalistlerdir.Sosyalizm bu yaranın dermanıdır.Bunun dışındaki tüm çözüm önerileri yaranın dahada derinleşmesi ve Türk Kürt emekçilerinin dahada katmerli sömürülmesinin önünün açılması demektir.

01 Kasım 2011 Salı 11:57
 Erhan Altun bu açıdan görev olarak "Sosyalist Devrim"i ateşin orta yerine koyarak doğruyu gösteriyor.
İşte o yazısı;

" “Çatı Partisi” kuruluşuyla ilgili çalışmalardan Ankara toplantısında konuşmacılardan biri olan Ertuğrul Kürkçü şöyle diyor; “Kürt sorununun çözümünden yana tavır almayanlar sosyalist olamazlar.”
        Bu cümle söylendiği zeminden ve Kürt sorununun çözümüne dair nasıl bir ideolojik kaynaktan beslendiğinden bağımsız düşünülürse gerçektende bir doğrunun altının tartışmasız çizildiği düşünülebilinir. Evet, “Kürt sorununun çözümünden yana tavır almayanlar sosyalist olamazlar.”
        Ne var ki bu cümleden hareketle hemen şunu ilave etmek gerek. Kürt sorununun çözümünde, Kürtlere, kendi siyasi örgütlerini yaratma haklarını -bir referandum yoluyla- kullanıp kullanmayacaklarını sorma ihtiyacı bile duymadan, Kürtler siyasi örgütlerini kurma haklarını kullanmaktan vazgeçmişler gibi davranarak ve “Demokratik Özerklik” denen bir önermeyle Kürt sorununun çözümünde burjuva iradenin arkasına dizilmekle de sosyalist olunmaz.
        Kürt sorununun çözümünü egemenlerin sindirme ve yok etme politikasının yarattığı baskı koşullarına ve Kürt ulusal kalkışmanın rüzgârına teslim olup olabildiğince kapitalizmin dayattığı noktaya savrularak, egemen ulus burjuvazisinin zorla kabul ettirmeye çalıştığı ve Kürt burjuvazisinin de esasen kabul ettiği çözüm reçetelerine çanak tutanlar da Kürt sorununun çözümünde Kürt işçisinden, köylüsünden, emekçisinden yana yol almış, katkı koymuş olamazlar.
        “Barış ve demokrasi inşa edilsin”, “anaların gözyaşları dursun”, “silahlar sussun”, “insanlar ölmesin” gibi cümlecikleri ardı ardına sıralayarak yaratılan ideolojik hattın egemenlerin Kürtleri teslim alma iradesinden beslendiğini anlamayanlarda sosyalist olamazlar. AKP iktidarı eliyle yürütülen, en son Kürtleri “Zerdüşt” dininden geldikleri gerekçesiyle aşağılayan burjuva patavatsızlığının dilinde “barış ve demokrasinin” Kürtleri yeni zincirlere mahkûm etmek anlamına geldiğini göremeyenlere de sosyalist demezler.
         Kürtlerin siyasal örgütlerini yaratma hakları unutturularak, “barış ve demokrasi”, “demokratik özerklik” vb cümlecikler sosyalist olduğunu söyleyen kişi ya da gurupların dilinden akması durumunda bile Kürtlerin özgürleşmelerinin önüne yeni barikatların örülmesine olanak sağlandığı görülmelidir. Böyle bir durumu görmemek sosyalistleri “barış ve demokrasi koşullarında çözüm” adına egemen burjuvazinin çıkarlarını savunan aptallar durumuna düşürmekten öte götürmeyeceği anlaşılmalıdır.
         Hatırlayalım. 1960 lı yılların ortalarından itibaren Türkiye’de işçi sınıfının nicel ve nitel zayıflığı gerekçe yapılarak gündemdeki devrimin sosyalist devrim değil, Milli Demokratik Devrim olduğu ciddi kabul görmüştü. Ancak özellikle devrimci gençliğin 1970 li yıllarda bu anlayıştan kopuşları ile Türkiye’nin gündemine sosyalist devrim can pahasına, kan pahasına oturmuştu.
          Evet, bu küçük hatırlatmadan sonra kaldığımız yerden devam edelim. “Kürt sorununun çözümünden yana tavır almayanlar sosyalist olamazlar” ama bu tavır alışı, kendi çözüm önermesini egemen burjuvazinin çözüm önermesiyle örtüştürmeye çalışanlar da sosyalist olamazlar. Türkiye’nin öncelikli sorununun burjuva demokrasisi diye tanımlayarak burjuva demokrasisi peşinde koşup, Türkiye’nin ve elbette Kürtlerin sorununun da işçi sınıfının sosyalist devrimiyle çözüleceğini unutanlarda, 1970 li yıllardan sonra can pahasına devrimcilerin programına oturan sosyalist devrim için kapitalizmi topyekûn karşısına almaktan vazgeçenle de, Burjuva demokrasisini öncelikli görev diye kabul eden kişi ya da guruplarda sosyalist olamazlar."
Haber Kaynağı: ESH- Doğan Prepol
Yükleniyor...