İzmir de Ulaşım

ÇAM TBMM'DE KÜRSÜYE SOMA'YI UNUTMA PANKARTI ASTI

Kamuoyunda "Torba Yasa" olarak bilinen ve içerisinde Soma maden kazasında hayatını kaybeden işçilerle ilgili önemli düzenlemelerin de bulunduğu İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının Genel Kurul görüşmelerinde partisi adına söz alan CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, Genel Kurul kürsüsünde konuşma yapmadan önce beraberinde getirdiği ve üzerinde Soma maden kazasında hayatını kaybeden işçilerin isimlerinin yazılı olduğu pankartı kürsüye astı.

18 Temmuz 2014 Cuma 12:09
ÇAM TBMM'DE KÜRSÜYE SOMA'YI UNUTMA PANKARTI ASTI

Kamuoyunda "Torba Yasa" olarak bilinen ve içerisinde Soma maden kazasında hayatını kaybeden işçilerle ilgili önemli düzenlemelerin de bulunduğu İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının Genel Kurul görüşmelerinde partisi adına söz alan CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, Genel Kurul kürsüsünde konuşma yapmadan önce beraberinde getirdiği ve üzerinde Soma maden kazasında hayatını kaybeden işçilerin isimlerinin yazılı olduğu pankartı kürsüye astı.
Soma'da hayatını kaybeden 301 kardeşimizin anısı önünde, mücadelesi önünde saygıyla eğiliyorum, Tanrı'dan rahmet diliyorum, ailelerine sabır diliyorum ve geride kalanlara sağlık, uzun ömür diliyorum. 
   
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, burada 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın birinci bölümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış bulunuyorum. 
   
Sayın Bakanımı da sağlığına kavuşmuş bir şekilde aramızda görmekten büyük bir keyif aldığımızı, kendisine acil şifalar dilediğimizi, sağlıklar dilediğimizi buradan bir kez daha dile getirmek istiyorum. 
    Değerli arkadaşlar, 3 Haziranda başlayan, günümüze kadar devam eden bu Plan Bütçe dönemi, belki Türkiye Büyük Millet Meclisi Türkiye Büyük Millet Meclisi olalı, Plan Bütçe Komisyonu Plan Bütçe Komisyonu olalı böyle bir zulmü hiçbir zaman görmedi arkadaşlar. 
 
  BEDRETTİN YILDIRIM (Bursa) - Sayenizde, sayenizde.
   
MUSA ÇAM (Devamla) - Neden Soma? Hayatını kaybeden 301 arkadaşımızı ilgilendiren önemli bir kanun. Bununla ilgili olarak Plan Bütçe Komisyonunda defalarca dile getirdik, "Arkadaşlar, Soma'yı ilgilendiren, 5500'ü ilgilendiren yani iş sağlığı ve güvenliğini ilgilendiren maddeler toplam 20-25 madde. Bunları ilgilendiren komisyon Çalışma, Sağlık, Aile Komisyonudur, bu kanun oraya gitsin; kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması konusunu ilgilendiren 40-50 madde de Plan Bütçe Komisyonuna gelsin, eş zamanlı olarak her iki komisyon çalışsın ve Çalışma, Sağlık, Aile Komisyonundan bir an önce Soma kanunu geçsin ve Türkiye Büyük Millet Meclisine, aşağıya insin. Biz de Plan Bütçe Komisyonu olarak, kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması konusunu Plan Bütçede görüşelim ve hemen arkasında da o, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna insin." dedik ama anlatamadık bunu ve beş hafta boşuna geçti arkadaşlar ve şimdi, gecenin bu saatlerinde buradaysak bunun önemli nedeninin, AKP grup başkan vekillerinin ve Plan Bütçe Komisyonu yöneticilerinin bu süreci iyi yönetememesinden kaynaklandığının altını bir kez daha çizmek istiyorum. 
    Burada tabii ki alt komisyon başkanının da büyük rolünün olduğunu bir kez daha söylemek istiyorum.
    VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Sayenizde.
    MUSA ÇAM (Devamla) - Değerli arkadaşlar, 1 ila 25'inci maddeler, genel anlamda Soma'da hayatını kaybeden işçi kardeşlerimizin yaşamlarını, onların geleceklerini, onların ailelerini ve taşeronla ilgili konuları içeren maddelerdir. Dolayısıyla, özellikle Soma'da yaşanan olaylarla ilgili birkaç şeyi söylemek istiyorum.
    Değerli arkadaşlar, Soma'da 13 Mayıs 2014 Salı günü büyük bir felaket yaşandı. Maden ocağındaki patlama, yangın sonucunda 301 maden işçisi hayatını kaybetti. Literatürde buna "iş kazası" dendiği söyleniyor. Acaba, gerçekten öyle mi? Alınmayan önlemler, yetersiz denetimler, taşeron denilen ucube çalışma ilişkisi, iş kazası denilen bu faciaların davetçisi değil midir? 
    Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Kolombiyalı ünlü yazar Gabriel Garcia Marquez "Kırmızı Pazartesi" isimli romanında, herkesin bildiği ancak engel olmak için kimsenin müdahale etmediği bir cinayeti anlatıyor. Roman kahramanı Santiago Nasar'ın öldürüleceği baştan bellidir. Çevresindeki herkes bu cinayetin işleneceğini biliyor. Kasabadakiler bu cinayeti bekliyor, hiç kimse cinayeti önlemek için harekete geçmiyor ve sonuç olarak Santiago Nasar öldürülüyor. Romanda cinayetin arka planı yanında, bir halkın ortak davranış biçimine dikkat çekiliyor. 
 
  Değerli arkadaşlar, Soma'da cinayetin geleceği açık ve net bir şekilde günler önce, aylar önceden bas bas bağırıyor, diyor ki: "Soma'da cinayet geliyor." ve bunu ilk keşfeden Manisa milletvekillerimiz Sayın Özgür Özel, Hasan Ören ve Sakine Öz arkadaşlarımız da geçtiğimiz yıl Ekim ayında Türkiye Büyük Millet Meclisine bir araştırma önergesi veriyorlar çünkü cinayetin geleceğini görüyorlar, adım adım geliyor. 
   
Bu arada, zaten Manisa'da daha önceden, 2011 yılında hayatını kaybedeni işçiler var. Azmi Tozlu 27 Haziran 2011'de, Samet Güven var, 2 Ağustos 2011'de Uyar Madencilik'te, Bahattin Akra var, Hasan Cabaloğlu var, Hasan Gökgöz var, Murat Yılmaz var, Fahrettin Başkan var, Harun Tufan var, Bilal Çınar var, Süleyman Gülşen var, Ahmet Türk var, Ali Çetinkaya var, Yunus Güçlü var, Mustafa Asal gibi işçi kardeşlerimiz zaten daha önceden hayatlarını kaybetmişler göçükte, maden ocağında. Soma bağırıyor, "Geliyorum." diyor ve bunu fark eden Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri de bununla ilgili önergeyi veriyorlar ama Soma'daki bu olaylardan ne yazık ki Hükûmet bihaber, Sayın Çalışma Bakanımız bihaber, Enerji Bakanımız bihaber. Oradaki cinayet "Geliyorum." diye bas bas bağırıyor. 
 
  Değerli arkadaşlar, birkaç rakam vermek istiyorum sizlere. Bakın, dünyada 1375 yılından beri iş kazalarının kaydı tutulur ve Soma 650 yıldan beri dünyada yaşanmış en büyük 24'üncü maden faciası olarak kara tarihe geçti arkadaşlar. Almanya'da son büyük maden faciası 1962 yılında oldu ve 299 maden işçisi yaşamını yitirdi. 1962 yılından beri -Sayın Demiröz- Almanya'da maden kazası olmuyor. Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) en son 2012 yılı verilerine göre, madencilikte önde gelen ülkeler arasında, çalışan işçi başına en yüksek ölüm oranı Türkiye'dedir sayın değerli arkadaşım. 2003-2012 döneminde Türkiye'de, 100 bin maden işçisi başına ölüm oranı 677 kişi Sayın Bakan Erdoğan Bayraktar, 677 kişi. 
 
  OKTAY VURAL (İzmir) - Hayır, Erdoğan Bayraktar'a niye söyledin?
 
  MUSA ÇAM (Devamla) - Bu, İngiltere ve Norveç'in 11 katı, Almanya ve Avusturalya'nın yaklaşık 6 katı, Polonya ve İtalya'nın yaklaşık 4 katı, Amerika Birleşik Devletlerinin ise 2,5 katı düzeyindedir arkadaşlar.
    Birleşmiş Milletlerin 1948'de kabul ettiği, ülkemizin ise 1949'da onayladığı İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 23'üncü maddesi "Herkesin çalışma, işini özgürce seçme, adil ve elverişli koşullarda çalışma ve işsizliğe karşı korunma hakkı vardır." diyor. Ulusal ve uluslararası birçok metinde işçilerle ilgili düzenlemeler mevcuttur. Ancak, Uluslararası Çalışma Örgütü ILO'nun 176 sayılı Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi'nin on dokuz yıldır Türkiye tarafından imzalanmış olmaması ve bu on dokuz yılın on iki yılında da AKP Hükûmeti iktidarda ve Sayın Faruk Çelik de o koltukta oturuyor ama uluslararası ILO Sözleşmesi 176 ne yazık ki hâlâ imzalanmıyor.
   
Değerli arkadaşlar, birçok yasa ve yönetmelik çıkmasına karşın bugün de gönüllü mükellefiyet hükmünü sürdürüyor, değişen çok şey var gibi görünse de işin üzerinde çok fazla bir şeyin değişmediğini açık ve net bir şekilde görüyoruz.
    Bugün, kayıtlı yaklaşık olarak 740 işletmede 49 bin maden işçisi çalışıyor. Ocakların teknik altyapı analizleri mevcut değil. Birçok ocakta havalandırma sistemleri olmadığı gibi acil durumlara ilişkin gerekli standartlardan da yoksun. Her şeyden önce, maden ocaklarında öncelik iş güvenliği olmalıdır. Oysa, mevcut durumda üretimi artırmak ön plandadır. Maliyetleri en aza indirerek daha fazla üretimi amaçlayan bir sistemin iş güvenliğini ıskalayacağı çok açık ve nettir. Soma'da üretim artırılarak maliyetin düşürülmüş olduğu söylense bile ne yazık ki bunun bedelinin işçi kardeşlerimiz hayatlarıyla ve canlarıyla ödediler. 
    Siz, hiç Manisa'nın Somasına, Alaşehirine, Kırkağacına , Bergama'ya, Kınık'a geldiniz mi Sayın Demiröz? Oradaki annelerin, babaların feryatlarını, çocukların, yetimlerin hâlini gördünüz mü? 
    Şimdi, Soma'yla ilgili düzenleme yapıyorsunuz. Peki arkadaşlar, Zonguldak'ta hayatını kaybeden ve 3 Haziran'da yakınları Plan ve Bütçe Komisyonuna gelen Zonguldak'ta, Kozlu'da hayatını kaybeden işçi kardeşlerimiz için ne yapacaksınız? Niçin onları bu kapsam içerisine almıyorsunuz? Evet, Soma'yı bu kapsam içerisine almak güzel bir şey ama...
    (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
   
MUSA ÇAM (Devamla) - ...1983 yılındaki, Türkiye'deki maden kazalarında, iş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçi kardeşlerimiz ne olacak? 
 
  BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Çam. 
    MUSA ÇAM (Devamla) - Böyle bir çifte standart olabilir mi arkadaşlar? Bunu kabul etmek mümkün müdür? Bununla ilgili önergelerimizi Plan ve Bütçe Komisyonunda verdik, reddettiler. İktidarınız döneminde 12 bine yakın insan iş hayatında iş kazalarında hayatlarını kaybettiler. 
   
BAŞKAN - Teşekkür ederim. 
    EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sayın Çam, yıllarca sendikacılık yaptın. Ne yaptın bu insanlara? 
   
MUSA ÇAM (Devamla) - Onların da bu kapsam içerisine alınması gerekiyor diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar) 



Haber Kaynağı: ESH

Bu haber 1103 kez okundu
Yükleniyor...