İzmir de Ulaşım

SONER YALÇIN YAZDI; "ÖZGECAN"

SÖZCÜ GAZETESİ YAZARI SONER YALÇIN ÖZGECAN'I BÖYLE YAZDI..."SANA NE, SANA NE BE ADAM !

20 Şubat 2015 Cuma 09:24
 18 yıl önce…

Show Tv Ankara Haber Müdürüyüm.
Mekke’deki Türk hacı adaylarıyla ilgili haberler yapıyoruz.
Hz. Muhammed’e ilk vahyin geldiği Hira Mağarası’nı görmek için Nur Dağı’na tırmanırken Türk hacı adayları duygu dolu anlar yaşayıp ağlıyordu. Fakat…
Nijeryalı hacı adayları ise, ellerindeki def ile dans edip, kendi dillerinde bir şeyler söyleyerek dağa çıkıyordu.
Türk hacı adaylarından biri çıkıp, “kutsal mekanda ne yapıyorsunuz” demedi.
Peki… Mekke’de ya da işçi olarak bulunduğu Avrupa kentlerinde ahlakını dayatmayanlar Türkiye’ye gelince neden farklı davranıyor?
Hatırlayınız: Bugün iktidarda bulunanlar ne diyorlardı; üst yapıdan gelen dayatmalar halka nefes aldırmıyor!
Son 13 yıldır yapılan üst yapı dayatmalara ne diyeceğiz?
İşte Özgecan cinayeti…
Kaçak Saray’daki her daim yaptığı gibi İslam’ı yine kullandı ve yine bir ahlaki dayatma örneği sergiledi:
Kadınlar Özgecan’ı dans ederek anamaz! Siyah giyerek anamaz.
Sana ne!.. Sana ne be adam!..
Bırak insanlar acılarını nasıl yaşarsa yaşasın; bundan kime ne?
Kimileri de Kur’an okur, İncil okur, Tevrat okur ya da zikr çeker veya semah döner
bundan kime ne?
Neden insanları rahat bırakmıyorsunuz.
Neden insanlara ısrarla kendi kültürünüzü dayatıyorsunuz.
Kimseye “acısını şöyle yaşayacaksın” diyemezsiniz.
Aslında tüm mesele…
Özgürlük, demokrasi anlayışına dayanıyor.
Demokrasi; sandığa sıkıştırılıp, günlük yaşama indirilemeyince, o ülkede özgürlükleri yok eden otoriterlik kaçınılmaz oluyor.
Ve başta siyasal iktidar olmak üzere herkes “doğrusu budur” diye kendi ahlakını dayatıyor. Buna boyun eğmemenin karşılığı, dayak ya da ölüm oluyor! Bu nedenle…
Özgecan cinayetini, öldüren ve ölen üzerinden tartışmak yanlıştır.
Suç, toplumsaldır…
Ve azmettirici vardır…

Azmettirici kim?

Kadına el uzatan, kadına tecavüz eden, kadını öldüren erkek gücünü kimden alıyor?
Azmettirici yok mu? Zihinleri zehirleyenler yok mu?
Daha da açayım:
Dolmabahçe’de oturup Kadıköy vapurundan inen kızları gözetleyen kimdi?
“Kız mıdır kadın mıdır bilemem” diyen kimdi?
“Kadınlar kahkaha atmasın” diyen kimdi?
Metroda sarılanları “tahrik ediyor” diye suçlayan kimdi?
“Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün, anası ölsün” diyen kimdi?
“Kadına şiddet abartılıyor” diyen kimdi?
Evet… Sürekli kadınlar üzerine konuşan bir siyasal iktidar var Türkiye’de…
“Hamile kadının sokağa çıkması terbiyesizliktir” diyen ilahiyatçılar var.
Tv’de dans etmeyi genel ahlaka aykırı bulan; dekoltelere ceza kesen devlet var.
Siyasal iktidar, sokaktaki-evdeki “ahlak polislerine” akıl, moral ve güç verdikçe kadına şiddet artıyor. İktidarları döneminde kadına şiddet yüzde 1500 arttı. Her ay 27 kadın öldürülüyor!
Ahlak, sürü güdüsüdür.
Bu nedenle… İktidar soytarısı şarkıcı, “Mini etek giyerseniz sonunuz Özgecan gibi olur” diyebiliyor.
Bu nedenle… Her köşe başında her an tahrik olmaya ve her an harekete geçmeye hazır erkek egemenliğini koruyan “ahlak bekçileri” var.
Demek ki… Kadınların sokağa çıkmaması gerekiyor! Yani…
Dolmuştaki Özgecan’ın Kadıköy vapurundaki kızdan farkı yok!..
Bu düzende hepsi potansiyel maktul…

Ölüyle cinsel ilişki

Ahlakın temeli, özgürlüktür…
Faşizm; kendi ahlakını dayatan tek tipleştirmedir.
Özgürlüğü ve itibarıyla demokrasiyi tekçi iktidarlar yok eder. Otoriteye dayalı ahlaka uymamanın cezası; “katli vaciptir.”
Oysa:
Demokrasi, kültürel hayatların özgürce yaşama biçimidir.
Başörtülü ya da mini etekli… Zorla, kadını istediğiniz kıyafete sokamazsınız.
İstediğiniz hayat biçimini zorla topluma dayatamazsınız.
Ahlak, insanın kendisiyle ilgilidir; öteki’yle ilgisi yoktur.
Ki ahlak, göreceli’dir. Zamana göre değişiklik gösterir.
Örneğin…
II. Mahmut, halkın tepkisini öğrenmek için saray görevlisi Hüsnü ve Avni ağaları pantolon giydirip çarşıya gönderdi. Güvenlik güçleri, Hüsnü ve Avni ağaları Müslüman halkın elinden zor
aldı! Halk, pantolonu ahlaksız bulmuştu!..
Keza bugün, papyon takanları aşağılayan bir iktidar var. Bilmiyor ki, dünün İslamcı aydınları; Mehmet Ali Ayni, İsmail Hakkı İzmirli, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, Ahmet Avni Konuk, Süheyl Ünver, Hasan Reşad Sığındım, İsmet Binark, Rufai Şeyhi Kenan Rufai papyon severdi, papyon takardı. II. Abdülhamit bile papyon taktı.
Bakın çevrenize; gardrop ahlakçılarının üzerinde, Müslümanları Endülüs’ten kovanİspanya Katolik Krallığı’nın “icat ettiği” takım elbise var!
Keza Katolik Hırvat Ordusu’na ait kravatı takmamazlık etmiyor ama herkesin kıyafetine
karışıyor!
Yusuf Hayaloğlu’nun dediği gibi; “nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça…”
Cehaleti, İslam diye yutturmaya çalışıyorlar.
Cehaleti, ahlak diye yutturmaya çalışıyorlar.
Annesinin dizinden veya muz yiyen kadından tahrik olan varsa, psikiyatriye gitmesi gerekiyor! Bunun din ile ahlak ile ilgisi yok.
“Ölüyle seks yapılabilir” diyen “din alimi” ise akıl hastanesine yatırılmalı. Çünkünekrofili/ölü sevicilik, hastalıktır ve bu; dinin, ahlakın değil ruh hekimliğinin sahasına girer!
Sonuçta bugün…
İktidar; “cani idam edilsin” ya da “cani hadım edilsin” diye suçunu örtbas etmeye çalışıyor. Oysa…
Faşizmin dayattığı tek tipçi ahlak anlayışı, kızlarımızın- kadınlarımızın ölmesine neden oluyor. Asıl yargılanması gereken azmettirici ise hala konuşuyor…

SÖZCÜ GAZETESİ

Haber Kaynağı: ESH

Bu haber 11763 kez okundu
Yükleniyor...