21 ARALIK VE ŞİRİNCE' NİN VERDİĞİ DERS

Şirince adı gibi şirin ve düzene aykırı bir yaşam alanı. Şarapların şişe şişe deği fıçı fıçı teşhir edildiği bir Anadolu Köyü.

22 Aralık 2012 Cumartesi 17:32

Şirince'nin Verdiği Ders

Badem Bey oraya gidemiyor...Gidiyorsada gidip sorun pansiyonların özel rezervasyonlarında Badem Beylerden çok var.Gece yarısı ayrılan odasına "çıtır" dedikleri genecik vücutlarla girer sabahın köründe de Şirince'den ayrılırlar.

Kurun şöyle sabahın erken bir saatinde Köyün çıkışına bir kontrol noktası o zaman göreceksiniz Badem Beyleri ve yanında ki "çıtırları"...

Her neyse konumuz bu değil.

Şirince ve 21 Aralık, Türkiye'deki medyanın kurduğu kumpasın ve yalanla halkı aldatmanın tipik ve apaçık gerçeğini göstermiş olmasıdır.

İşin enterasan ve şanslı yanı bu kumpasın yalana dayalı olması 22 Aralık ta ortaya çıkıyor olmasıdır.

Peki diğer yalan ve yönlendirmelerin yalana dayalı olduğunu ne zaman anlayacağız ?

İşte işin şanssız ve kötü yanıda bu.

Yani şu topraktan çıkan bombalar, hardisklerde bulunan darbe belgeleri, Gazetecilerin terörist, öğrencilerin marjinal örgüt üyelikleri ve daha neler neler...

Yalanlar ve düzmece senaryolarla tek merkezden idare edilen bu Yeni Tip İşgal Hareketi Türkiye'yi istedikleri yere çekebilir mi?

Çekebilir.

Ne yazık ki direnenlerin güçleri henüz bir cephede birleştirilmiş değil.

Birleştirilmesi zaman alacağz benziyor.

Çünkü bir toplumu uyuşturan araçlar, uyandıran araçlardan daha etkin ve daya yaygın olunca sonuçta kaçınılmaz oluyor...

Onlar yalan yamaktan, yalan söylemekten bıkmıyor usanmıyorlar.Misyonu biten geri çekiliyor yerine yeni satılmış piyonlar hemen geçiyor.Çapsız ve çapulcu kılıklı insan müsvetteleri öylesine pervasızlar ki, biliyorlar bu toplumun derin bir uykuya daldığını...Ve sallıyorlar dilleri döndükçe alçakça zehirlerini...

BU konuda sevgili Yılmaz ÖZDİL i okumakta fayda var;

"Şirince basın çirkince yayın

Elbette 21 Aralık’ta kıyamet’in kopmayacağından, hurafeden ibaret olduğundan emindiniz. Ama, elinizi vicdanınıza koyup cevap verin lütfen...

Şirince’nin 21 Aralık’ta bomboş kalacağını tahmin etmiş miydiniz?

Ne yazmıştı gazetelerimiz...

“Rezervasyonlar doldu.”

“100 bin kişi bekleniyor.”

“Tom Cruise yer ayırttı.”

“İki gemi Amerikalı geliyor.”

Televizyonlarımız ne demişti...

“Pansiyonlarda oda kalmadı.”

“Çadırlar kuruluyor.”

“İğne atsanız yere düşmüyor.”

“Japon prensesi geliyor.”

“Yabancılar karavanlarla akın etti, tarlalara parkediyorlar.”

Netice?

Kahvaltıya gelen üç beş kişi.

Gerisi gazeteci.

Bu durum...

Türk basını’nın yalan haberle nasıl kandırıldığının... Ve, kendisinin inandığı yalana, milleti de inandırmak için nasıl yalan söylediğinin kanıtıdır.

İddia ediyorum, bütün gazetelere, bütün televizyonlara sorun... “100 bin kişi bekleniyor, iki gemi dolusu Amerikalı geliyor, Japon prensesi yer ayırttı” bilgisinin kaynağı kim?

Cevap veremezler.

Çünkü...

Bir internet sitesi uydurur, öbür internet siteleri geri kalmamak için üstüne atlar, gazeteler internet sitelerinden alıntı yapar, televizyonlar gazeteleri referans gösterir, en başa döner, internet siteleri televizyonlarda yayınlanan haberin videosunu yayınlar, herkes birbirine atıfta bulunur, büyür büyür, kartopu yalanı çığ’a dönüşür.

Devlet bile inanır...

Bakın, inandılar.

Köyün nüfusundan fazla jandarma var şu anda Şirince’de, izdihama karşı nizam intizam sağlamak için kontrol noktaları oluşturdular, istihbaratçı sivil polis ekipleri gönderildi, UMKE konuşlandı, afet hali kurtarma ekipleri, ki, kıyamet koparsa kurtarsınlar, tam donanımlı seyyar hastane kuruldu, doktorlar, hemşireler nöbet tuttu, acil doğumlar için bebek yoğun bakım ünitesi bile var, dört ambulans geldi.

Tıpkı...

“Cami bombalayacaklar.”

“Suikast yapacaklar.”

“Casus subaylar.”

“Kroki bulundu.”

“İşte darbe planı” gibi yani.

Tek fark...

Şirince’nin şirin yalanlarını ilelebet sürdürmek mümkün değildi, 21 Aralık gecesi kılınan yatsı namazıyla beraber nihayete erdi. Bakalım, öbür yalanların mumu hangi yatsıda sönecek.

Ve, bakalım o zaman... Değerli basınımız, Şirince’de olduğu gibi yılışık yılışık “hay Allah, pardon” mu diyecek, yoksa, insan içine çıkamayıp, yer yarılsa da içine girsem mi diyecek."

Haber Kaynağı: ESH

Bu haber 2767 kez okundu

Yorum Yaz