İzmir de Ulaşım

KAFALAR KARIŞIK SAVRULMA KAÇINILMAZ

18 Ocak 2016, 18:33
Gen.Yay.Yön. (M.Güneş)
 Kafaları karışık bazı dostların.
Beyinlerine açılan pencereleri sıkı sıkıya kapatan nedir?
Bir cümle önceki ile bir sonraki cümleleri bir biri ile taban tabana zıt, beyninde kendi ile savaşıyor.
Nedir kimlik?
Nedir vatan, yurt?
Nedir yüreklilik?
Nedir ittifak?
Nedir Barış?
Strateji, taktik nedir bunlar?
Bunları bilmeyince kafalar karışık oluyor.Yerelden çıkılamıyor.
Bu kafa karışıklığından çıkmanın yolu, cesur olmak kadar, somut durum değerlendirmesi yapabilme becerisi de gereklidir.
H2O yu bilene sudan keramet sunamazsınız.
Demek ki kerameti yıkan, alt eden; bilgidir.
O halde bilmekte fayda var.
Nedir kimlik?
Nedir vatan, yurt?
Nedir yüreklilik?
Nedir ittifak?
Nedir Barış?
Strateji, taktik nedir bunlar?

****
Nedir kimlik?
Sıradan bir sosyal statümü yoksa toplumsal olarak var olmanın olmazsa olmazı mı?
Vatan nedir?
Bir toprak parçası mı, yoksa jeopolitik derinliğinin binlerce yıldan gelen beri gelen birikimi ile insan topluluklarının bir arada bağımsız ve özgür olarak yaşayacakları sınırları güçle çizilmiş korumalı yermi?
Vatan konusuna bağnazların baktığı gibi bakınca başka, Devrimci gibi bakınca başka şeyler görürsün.
Yürekli olmak sırtını Emperyalizme dayayıp ABD büyükelçileri ile fink atmakmıdır?
Birlikte yürüdüğün güçleri tanımadan yol alamazsın, çakılır kalırsın olduğun yerde.İleriyi görmek için diyalektiği bilmelisin.

****
İttifaklar konusunu anlamak için Stalin'i tanımalısın.
Stalin tanınmadan strateji ve taktik hakkında savrulursun.
Devrimci düşünce, arkasına örgütlülüğün yanı sıra mutlaka gücü alır.
Güç...
Güç, yürektir, birliktir, avcının niyeti değil tam olarak silahıdır.

****
Bize miras bırakılan, binlerce yıl öncesinden süzülerek gelen ve kanla, canla çizilmiş bu sınırları tanımalısın.
Doğu Adeniz'deki enerji kaynaklarını bilmeden Suriye'yinin, Kıbrıs'ın ne anlama geldiğini anlayamazsın.
Ankara Antlaşmasını bilmiyorsan Güneydoğu'nun somut değerlendirmesini yapamazsın.
Diyarbakır'da fink atan ABD elçileri(!)nin orada kimlerle, hangi resmi statü ile sarmaş dolaş olduklarına anlayamazsın.
Musul-Kerkük ve Irak konusunda Türkiye'nın Ankara antlaşması ile garanti altına alınan haklarından alıkonulması parçalanması, bölünmesi ile mümkündür.
Lozanı bilmeden bu gün hangi cephede duracağın konusunda savrulur durursun.
Türkiye'nin tüm halkları ile birlikte emperyalizme karşı savaşan bir cephesi ile Emperyalizm adına savaşan karşı cephesi var son tahlilde.
İşte hangi cephede olduğuna karar vermek için bu cephelerin kurulması sürecini bilmek zorundasın, hemde içinde yaşadığın halde bilemiyor olmandan utanmadan, korkmadan üstelik...
Zararın neresinden dönülürse gerçek o zaman başlamış diyerek.

****
1980 lerden başlayıp 90 larda başarılan Türkiye Devrimci Solunun (Türk Kürt dahil) tasfiyesi operasyonunu bilmeden, Pkk denen provakatör çetenin, Devrimci kanı ile beslenip palazlanarak emperyalizmin yerel silahlı gücü haline getirilmesi sürecini anlayamaz, bu gün sözde barış çığırtkanlıklarının peşine takılırsın, koru kendini.
Barış nedir?
Hangi yaşanılanlardan sonra, kimler tarafından masaya ne, konur, koşullarını kim belirler ki adı Barış olur?
Savaş nedir dostum?
Barış nedir?
Yeni sömürgeciliği kim tahlil etti?
Nasıl ortaya koydu bu yeni dönemi?
İşte Stalin'i bunun için bilmeli.
Yeni sömürgecilik, emperyalizmin en ahlaksız savaş yöntemi olarak hangi sosyal koşulların gereği insanlığın başına örüldü?
Yöntemleri nedir?
Türkiye 2. Dünya savaşında kendini korurken bu başarılı süreci yöneten büyük komutan İsmet İnönü'ye dair gerici saldırıların nereden geldiğini bilmeyecekmisin?
Lenin'in, Stalin'in, övgü ile destekledikleri Kemalizmi bu gün faşistlikle suçlayan tatlı su yılanlarının sözde devrimciliklerinin altında yatan, ABD ye yaslanmışlık olduğunu görmen için gözlerine parmak sokulmamalı.Gör işte, her şey net ve berrak ortada.
Bir halkın emperyalist sistemle yaratılmış mazlumluğunu, diğer kader birliği yapmış halka karşı, (işbirlikçilerine değil) düşman etme temelinde kışkırtan, yeni yöntem emperyalist oyunu anlamak çok zor değil.
Yetersizliklerini kamufle etmek için gürültü yapanların, yılgınlık teorisyenliği yapmalarını anlayamayacak saflığın mazeret sayılmaz gelecekte, bilesin...
Saf olma hakkın yok yani.
Önünde iki seçenek var son tahlilde; Ya Türkiye Devriminden yana olmak ya da nefretine aldanıp emperyalizm cephesinde yer almak.
Umutlu olmak için çok sebeplerimiz var senden yana...
Yeter ki sen kendinden yana ol.

Muammer Güneş
....../....

Bu makale 1544 kez okundu
Yükleniyor...