İzmir de Ulaşım

ADALET BUDUR İŞTE YAŞASIN ADELET

Adelet, ne yaman bir isimdir ki nereden çıkacağı belli olmuyor.İbrahim Tatlıses'in ilk eşidir Adelet hanım.Kim bilir daha kimlerin kaçıncı eşilerinin adıdır adelet.Herkese nasip olsun bir gün.

28 Ocak 2012 Cumartesi 23:47
 Cumhuriyet Gazetesindeki habere göre Adelet bu sefer başka türlü işlendi.
Yüz yılın soygununa bakan savcılara bir başka savcı dava açıyor.

Soyguna karıştığı iddia edilenlere değil soyguna katılanlara ceza davası açan savcılara dava açmaya hazırlanan adeletin kendisini görüyoruz şimdi.
Ne diyelim yaşasın adelet diyerek Cumhuriyet'in haberini verelim madem...

28 Şubat'ta irticaya karşı tankların yürüdüğü Sincan'ın C.Savcısı açıyor davayı;

Sincan Cumhuriyet Başsavcılığı, Deniz Feneri soruşturmasını yürütürken görevden alınan üç Cumhuriyet savcısı hakkında iddianame hazırladı. Deniz Feneri zanlıları hakkında henüz iddianeme düzenlenmemişken, savcılardan Nadi Türkaslan için 8,5 yıl; diğer iki savcı için ise birer yıla kadar hapis cezası istendi.
Almanya bağlantılı Deniz Feneri e.V yolsuzluğu soruşturmasını yürüten ve “asıl failler” olarak gösterilen Zahid Akman ve Zekeriya Karaman’ı tutuklatan savcılar Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz’ün başına gelmedik kalmadı.
Soruşturma kapsamında Temmuz 2011’da tutuklamalar yaşanınca, Zahid Akman’ın şikayeti üzerine, HSYK  üç savcı hakkında “evrakta tahrifat” iddiasıyla inceleme başlattı, iki müfettiş görevlendirdi. Soruşturma dosyasına el koyan müfettişlerin incelemesi soruşturmaya dönünce, Ankara Başsavcısı İbrahim Ethem Kuriş, 26 Ağustos 2011’de üç savcıyı görevden aldı. Bu arada müfettişler raporlarını hazırlayarak, Kurul’a sundu.
Savcılar hakkında disiplin soruşturması başlatan HSYK İkinci Dairesi, ayrıca 27 Eylül’de yaptığı toplantıda üç savcı hakkında kovuşturma izni verilmesine karar verdi. Daire, kararı iddianamenin yazılması için Sincan Başsavcılığı’na gönderdi. Bu karardan yaklaşık bir ay sonra, 21 Ekim’de mahkeme, Akman ve Karaman’ın arasında bulunduğu 6 şüpheliyi tahliye etti.
Ankara Başsavcısı, 18 Ocak’ta ise savcılar Nadi Türkaslan ve Abdulvahap Yaren’i Basın Suçları Soruşturma Bürosu’ndan da alarak, Fikri ve Sınai Haklar Soruşturma Bürosu’na görevlendirdi. İki savcı artık “yeni bitki çeşitlerine ait ıslahatçı haklarının korunması, entegre devre topografyalarının ve coğrafi işaretlerin korunmasına aykırı faaliyetleri” soruşturacak. Tüm bunlar yaşanırken Deniz Feneri soruşturmasını devralan savcılar Veli Dalgalı ve Hakan Pektaş da iddianameye yazmaya başladılar. Deniz Feneri iddianamesi henüz tamamlandan, dün dikkat çeken bir gelişme ortaya çıktı. Sincan Başsavcılığı, HSYK’nin gönderdiği dosya üzerindeki incelemesini tamamlayarak, üç savcı hakkında iddianame düzenledi.
İddianamede, Nadi Türkaslan’ın Türk Ceza Yasası’nın 204. maddesi kapsamında “resmi belgede sahtecilik” suçunu işlediği savunuldu. Buna dayanarak olarak iddianamede, Türkaslan’ın Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nin şüphelilerin malvarlıklarına el koyma kararının “şirketlerin mal varlığına el konulması talebinin reddine ilişkin” kısmını kapatması gösterildi. Ayrıca Türkaslan’ın zanlıların avukatlarının buna ilişkin yaptığı itirazı reddederek de “görevi kötüye kullandığı” iddia edildi. Türkaslan için iki suçtan toplam 8,5 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Tamöz ve Yaren için ise sadece görevi kötüye kullanma iddiasıyla üç aydan bir yıla kadar hapis cezası istendi. Gerekçe olarak ise iki savcının mahkeme kararının üzerinin kapatılmasıyla ilgili itirazı reddetmeleri gösterildi. İki savcı, zanlıların malvarlıklarına el konulma kararı alındığında henüz soruşturmaya atanmamışlardı. Sincan Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianame, Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunuldu. Mahkeme iddinamemeyi kabul ederse, dosya Yargıtay’ın ilgili dairesine gönderilecek. İlhan Cihaner örneğinde olduğu gibi üç savcı Yargıtay tarafından yargılanacak.
Haber Kaynağı: CUMURİYET GAZETESİ

Bu haber 1393 kez okundu
Yükleniyor...