İzmir de Ulaşım

BOZKIRIN TEZENESİ BİR DAHA TELE VURAMAYACAK

Büyük Usta hakka yürüdü.Türkülerin başı sağ olsun.

26 Eylül 2012 Çarşamba 02:52
   Büyük Usta Hakka İzmir'den yürüdü.
Yaşadığında " Devlet Sanatçılığını" elinin tersi ile itebilen bir anlayışın Halk Adamlığı ile ölçülürken cenazesinin kaldırılması biçimi ile Aleviliğe karşı kışkırtıcılık yapılmak istenmesi bir başka anlamsızlık oldu.
uğurlamak neyin nesi?
Büyük Usta Aleviydi ve bunu her tarafta açıkça söylerdi.
Şimdi bunu sunni geleneklere göre son yolculuğuna uğurlamak öncelikle Neşet Ertaş'a hakaret değil mi?

Onun sağlığında seçtiği inancına saygı duyulması için ne yapmak lazım?
İnsanlık bu kadar mı ucuzladı?

*ANADOLU BOZKIRININ SESİ, ABDAL GELENEĞİNİN SON TEMSİLCİSİ
Anadolu bozkırının sesi, abdal geleneğinin son temsilcisiydi. Neşet Ertaş Türk halk müziğinin abidesi ve en değerli bestecilerinden biriydi.
1938 yılında Abdallar Köyü’nde doğan Ertaş, halk ozanlığını dünyaya geldiğimde sazı göbeğime koymuşlar diye  anlatırdı. “ruhumun aynasıydı” diye tanımladığı ses sanatçısı babası Muharrem Ertaş ile birlikte düğünlere giderek bozlak türküleri söyledi.
14 yaşında gurbetle tanıştı. İstanbul’da ekmeğini kazanmak için her işi yaparken sesini ve sazını duyanların telkiniyle ilk plağını yaptı. Neden garip garip ötersin bülbül türküsü ile birlikte Neşet Ertaş efsanesi başladı. Sayısını kendisinin bile bilmediği besteleriyle aşkı, sevdayı ve insanı anlattı.
Ertaş koruduğu Kırşehir dili ve bütünüyle kendisine ait olan saz bağlama akordu ile sazda sık duyulmayan bir ses zenginliği yarattı.
O HOR GÖRÜLENLERİN ‘GARİP’İYDİ
Seyrcisine duyduğu saygı, insanlığa duyduğu sevgi ve mazlum olana dönük sevdasıyla bilinirdi. Hemen her parçasında kendini garip diye tanımlardı. Kimdi o garip diye sorulduğunda ise aşağılanıp, hor görülen abdallar adına kendine garip dediğini söylerdi. O da bir abdal gibi yaşadı. Şarkılarına telif ödenmediği için içlense de hiç şikayetçi olmadı.
HALK SANATÇISIYIM
Ertaş mütevazi yaşamı ve kendi toprağına duyduğu sadakatla bilindi. Devlet sanatçılığı teklif edildiğinde, “devlet sanatçısı olmak ayrımcılığa yol açar, ben halkın sanatçısı kalmayı tercih ederim” diyerek bu ünvanı ve devletten para almayı reddedecekti.
Ertaş bozlak türkülerini feryat olarak nitelerdi. Anadolu insanının acı ve kederini dile getiren en unutulmaz feryat onun sesiydi.
ANADOLU İNSANI FERYADINI YİTİRDİ
Uzun süren tedavisi İzmir’de noktalandığında Türkiye halk müziğinin yaşayan en büyük efsanesini, bozlak türküleri benzersiz icracısı ve bestecisini, Anadolu insanı ise feryadını yitirdi.
Haber Kaynağı: ESH

Bu haber 3040 kez okundu
Yükleniyor...