İzmir de Ulaşım

YENİ HSYK DAN ÜMİT HOCA'DA UMUTLU

Türkiye'de demokrasi mücadelesinde ön saflarda ki yerini her zaman koruyan İstanbul Barosu Başkanı Prof.Ümit Kocasakal Yeni HSYK için umutlu olduğunu söyledi.

17 Ekim 2014 Cuma 14:14
 İstanbul Barosunu, baro olmanın ötesine taşıdıklarını belirten Kocasakal, yeni HSYK’yla ilgili ‘Söylemlerini hayata geçirirlerse arkalarında oluruz’ dedi. Kocasakal, ‘susmayan, biat etmeyen kendini mesleki sorunlarla sınırlamayan baro’ vurgusu yaptı
Dünyanın en büyük ikinci barosu olan İstanbul Barosu Genel Kurulu 18-19 Ekim tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi’nde yapılacak. Yönetime yeniden aday olan Doç. Dr. Ümit Kocasakal, Çağdaş Avukatlar Grubu, Hukukun Üstünlüğü Platformu, İstanbul Milliyetçi Avukatlar Grubu ve Özgürlükçü ve Demokrat Avukatlar grubunun adayları ile yarışacak. 2 dönemdir Baro Başkanlığı görevini yürüten Kocasakal’a çalışmalarını ve HSYK seçimine ilişkin görüşlerini sorduk:


‘ÖYM’LERİN KARİZMASINI ÇİZDİK’
- Sizce niçin iki dönemdir tercih ediliyorsunuz?
Bir, biz oy almak uğruna hiçbir zaman olmadığımız gibi görünmedik. Siyasi çizgimizden, ilkelerimizden ödün vermedik. İlkelerimiz nedir? Anayasamızın değiştirilemez ilkelerine sahip çıkmaktır. Üniter devlet, devletin milletiyle bölünmez bütünlüğü, demokratik, laik, sosyal, hukuk devletidir. Geçen seçimde bize ‘KCK’ya sahip çıkmadınız’ gibi eleştiriler geldi. Halbuki biz hukuken o davayı da gidip izledik. Ama ‘İdeolojik anlamda buna sahip çıkmak zorunda değiliz’ dedik.
İki, biz sadece belli kişilerin değil, ideolojik anlamda bir araya gelmeyeceğimiz insanların da haklarına sahip çıktık. Ergenekon’da, Balyoz’da mücadele verirken, paralel denen polislere yapılan operasyonlarda, KCK davalarında da hukuksuzluklara karşı çıktık. Üç, baro yönetiminde kimseyi itmedik. Herkesi kucakladık.
Dört, avukatlık onurunu ve saygınlığını ayakta tuttuk. Özel görevli mahkemelerin en kudretli döneminde herkes kaçacak delik ararken, İstanbul Barosu bunların karizmasını çizdi. Gitti duruşma salonuna ‘Adil bir yargılama yapın. Avukatlık onuruna dokunmayın’ dedi. Baro yönetimini 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki tavrından dolayı ifadeye çağıran Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na karşılık olarak ‘Hukuksuzluğa teslim olmuyoruz. İfadeye gelmiyoruz’ diye açıklama yaptığımızı tarih yazacaktır.


‘CEMAAT’LE MÜCADELEDE BEDEL ÖDEDİK’
- İki dönemi geride bıraktınız. Sizi hep mücadelede ön saflarda gördük. Acaba avukatlar ‘Sadece mesleki sorunlara değil, memleket sorunlarına da değinen baro’ mu diyor?
Kesinlikle... Susmayan, biat etmeyen, boyun eğmeyen baro. Sadece meslek sorunlarıyla ilgilensin söylemi o kadar yanlış ki... Bir hukuk kurumu hukukla ilgili gelişmelere gözünü kapatabilir mi? Zengin fakir aynı gemideyiz. Bu gemi batarsa kimse kurtulamaz. Türkiye kalmazsa, Cumhuriyet kalmazsa, avukatın sorununun bir anlamı oluyor mu? Geldiğimiz noktada baro artık bir baronun çok ötesinde...
- Kumpas davalarındaki hukuksuzluklara karşı tavrınız nedeniyle ‘darbecilikle’ suçlandınız. Hakkınızda dava açıldı. Başkanlığınızı ve yönetim kurulunu düşürmek için bir takım girişimler oldu...
Paralel yapıyla mücadele verenlerden biri de biziz. Bunun için bedel de ödedik. 4 yıla kadar hapis istemiyle yargılandık. Asıl darbecinin kim olduğu da ortaya çıktı. Kendisine ‘Hukukun Üstünlüğü’ adını veren grup hakkımızda dava açılır açılmaz ‘Yönetim düştü’ diye tantanaya başladı. Bununla da yetinmeyip Adalet Bakanlığı’na, Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurup görevden alınmamızı talep ettiler. Yani Genel Kurul iradesini gasp etmeye kalktılar. Şimdi ben merak ediyorum, gelip de Genel Kurul’dan nasıl oy talep edecekler? Hangi yüzle?


‘AVUKATLAR GEZİ’DE DESTAN YAZDI’
- İstanbul Barosu Haziran Ayaklanması’nda şiddet gören yurttaşların yanında oldu. Bundan sonra nasıl devam edecek?
O dönemde yaptığımız herşey, Avukatlık Kanunu’nun bize yüklediği görev ve sorumluluk çervesinde yapılmıştır. Hukuksuz bir takım polisiye uygulamalara karşı elbette yurttaşımızın yanında olduk. Bu süreçte gerçek anlamda destan yazan avukat arkadaşlarıma minnetlerimi sunmak istiyorum. Bundan sonra da aynı şekilde görevimizi yerine getirmeye devam edeceğimizden hiç kuşkunuz olmasın.


‘AÇIKLAMALARI UMUT VERDİ’
- HSYK seçiminin sonucunu nasıl değerlerdiriyorsunuz?
Paralel yapının gücünün kırılmasıyla sonuçlanabilecek bir süreç kesinlikle olumlu görülmeli. Yargı, bu yapı tasfiye edildikten sonra bu sefer de siyasi iktidara tabi olmamalı. Bir takım medyanın yazdığı gibi ‘HSYK tamamen siyasi iktidara bağlandı’ görüşlerinin gerçeği yansıtmadığı görülüyor. Aydınlık gazetesinde Abbas Özden’in açıklamaları oldu. Seçilen diğer hakimlerin açıklamaları da açıkçası bende büyük bir umut yarattı. Ama söylemden ziyade eyleme bakmak gerek. Umut ediyorum ki Sayın Özden’in açıklamalarındaki gibi bu yargı tamamen bağımsız hareket eder. Söylemler güzel. Ne kadar hayata geçeceğini beraber göreceğiz. Eğer bu şekilde ilerlerse herkes bilsin ki İstanbul Barosu arkasında olur. Siyasi iktidara tabi hale getirirse de en üst düzeyde mücadele ederiz.


- Geçmişte işlenen suçlar konusunda yeni HSYK’da bir girişiminiz olacak mı?
Önceki HSYK’nın yapısını bildiğimiz için hiçbir şekilde meşru olarak görmedik. Hiçbir temasta bulunmadık. Ama şimdi söylendiği gibi artık HSYK bağımsız yargı çerçevesinde davranacaksa biz de yaklaşımımızı gözden geçiririz. Ayrıca şahsen yaşadığımız birçok hukuksuzluk var. Bilgilerimizi ve tanıklıklarımızı yeni HSYK’nın değerlendirmesine sunabiliriz. Biraz bu sürecin gelişimini görmek istiyoruz.


- Ergenekon şüphelisi en yüksek oyu alırken, Ergenekon hakimi en düşük oyu alıyor. Burada nasıl bir mesaj vermek istedi hakim ve savcılar?
Bu bir yandan iadei itibardır. Bir yandan da zaten var olmayan bir itibarın var olmadığının somut olarak gösterilmesidir. Dönemin kudretli, astığım astık, hukuk tanımam tavrınınyerlerde sürünecek hale gelmesidir. O anlamda da son derece değerlidir. Bence o dönem belirli bir yapıya dayanarak hareket edenlerin atanması yetmez. İşledikleri suçların da cezai anlamda hesabının sorulması gerekiyor. Ama tamamen hukuk çerçevesinde. Biz onlara ‘Zamanı gelince o kürsülerden siz de aşağı ineceksiniz’ dedik. O zaman yiyip içtiler, şimdi faturasını ödemek durumundalar.


MESLEKİ HİZMETLER
- Mesleğe yönelik ne gibi çalışmalarınız oldu?
İstanbul Barosu olmasa, geçen sene Türkiye’ye çift hukukluluğu getirecek olan
arabuluculuk kanunu böyle çıkmayacaktı. Görüşülen otele eylem yapmak için gittik. Kapıyı kilitlediler, kırdık, içeri girdik. Alt ve üst komisyonunu deyim yerindeyse sözlü olarak dağıttım. İstanbul Barosu ilk defa bir sosyal tesise kavuştu. Kanlıca’daki Barobahçe bütün yurttaşlara açık. Şimdi ikincisi Ortaköy sırtlarında yapılıyor. Baro binası yıkılıyor, yerine 300 kişilik modern bir toplantı salonu olan, baroya yakışır bir bina yapıyoruz. Çünkü orası ilk depremde herkese mezar olurdu. Servisler senede 1 milyon kişiyi taşıyor. Baro odalarının hepsi şu an pırıl pırıl. Baro merkezlerinde kadın meslektaşlar için emzirme odaları yaptık. Bakırköy’de çocuk bakım yeri yaptık.
Ücretsiz bilgi bankası oluşturduk. Baro TV’yi kurduk. Meslektaş bürosunda oturup gidemediği bir paneli izleyebilecek.
Bir avukat anlaşmalı hastanelerde sadece avukat kartını göstererek ayakta tedavide indirim alıyor. Daha da önemlisi Türkiye Barolar Birliği, İstanbul Barosu ve bu hastaneler arasındaki üçlü bir protokolle yatarak tedavide senelik 120 bin TL’ye kadar biz karşılıyoruz. İşçi avukatlar sorunuyla ilgilendik. İlk defa bu konuda sözleşme hazırlayıp Barolar Birliği Genel Kurul’dan biz geçirdik. Ama Danıştay maalesef yürütmeyi durdurdu.
Irmak Mete/AYDINLIK
Haber Kaynağı: AYDINLIK GAZETESİ

Bu haber 896 kez okundu
Yükleniyor...