KAYIP 300 BİN YIL

KAYIP 300 BİN YIL  

İnsanlık tarihi, en çok merak dilen  konuların başında geliyor. 

Bulunan tarihi eserlerden sonra okullarda öğretilen tarih çağlarının gerçeği ne kadar yansıttığı tartışılmaya başlandı. 

Göbeklitepe'de bulunanlar, yazılan insanlık tarihinin sorgulanmasına yol açtı. 

O dönemde mağaralarda yaşadığı iddia edilen “ilkel” olarak adlandırılan kabileler o heykelleri yapmış olamaz. 

Yıllarca kazı ekibinde yer alan Klaus Schmidt, “avcı ve toplayıcı kavimler bu eserleri nasıl yaptı bilemiyoruz” demişti. 

Ya saklanan gerçekler var, ya da elimizde yeterince veri yok. 

Bu ve benzeri tarihi mekânların kazıları bittiğinde önemli başka veriler daha ortaya çıkaracak gibi görünüyor. 

* 

Bizim türe "homo sapiens" deniyor.  

Homo sapiense ait bulunan en eski kafatası kaç yaşında biliyor musunuz? 

315.000 yaşında. 

Cebel İrhud, Marakeş yakınlarında, yani Fas'ta bulundu. 

Kesin olarak homo sapiense ait en eski fosiller olarak kabul ediliyor. 

Yüz morfolojisi modern insan gibi, beyin hacmi modern boyutlara yakın. Ancak kafa şekli daha uzun ve arka tarafa doğru çıkık biçimde.  

Bir başka kafatası Etiyopya'da Omo-Kibish'te bulundu. 

İlk tarihlendirmede 195.000 yıl yaşında olduğu açıklandı. 

2022’de volkanik kül tabakalarının yeniden analiziyle yaş 233.000 yıla çıkarıldı. 

Kranyal yapı tamamen homo sapiens özelliklerine sahip, yuvarlak beyin kutusu, küçük yüz, belirgin olmayan kaş çıkıntıları var. 

Yine Etiyopya'da Herto Bouri, Afar bölgesinde bulunan 160.000 – 154.000 yıl yaşlarında 3 kafatası (2 yetişkin, 1 çocuk) var. 

Bazı araştırmacılar bu formu "homo sapiens idaltu" olarak erken bir alt tür kabul ediyor. 

Yüz modern ama kafatası daha kalın. 

Güney Afrika'da (Florisbad) bulunan parçalı kafatası 260.000 yıl yaşında. 

Homo sapiens’e çok yakın fakat arkaik özellikleri fazla olarak nitelendirdiriliyor. 

Bazıları “erken homo sapiens”, bazıları “homo heidelbergensis – sapiens geçiş formu” olarak değerlendiriyor. 

Afrika dışındaki en eski homo sapiens kalıntılarına İsrail'de rastlanmış. 

Hayfa yakınlarında Misliya Mağarası'nda 177.000 – 194.000 yıl yaşlarında üst çene ve dişler bulunmuş.  

Skhul & Qafzeh'te (İsrail) 120.000 – 130.000 yıl yaşlarında 7 kafatası saptanmış. 

Mezar uygulaması, kırmızı aşı boyası kullanımı gibi kültürel izler çok görülüyor. 

Çin'in Guangxi bölgesinde (68.000 – 159.000 yıl), Tunus'un Djebel Gafsa (Aterian kültürü) bölgesinde (80.000 – 120.000 yıl) çok sayıda kafatası bulunmuş.  

* 

Gelelim homo eractusa... 

Homo erectus, yaklaşık 1.9 milyon yıl önce ortaya çıkmış ve modern insanın doğrudan atası kabul ediliyor. 

Homo sapiens ile benzerlikleri olduğu gibi önemli farklılıklar da bulunuyor. 

Dik yürüme, ellerde güçlü kavrama yetisi, alet yapabilme kapasitesi, ateş kullanma ve kontrol gibi özellikler benziyor. 

Homo erectus, dayanıklı, ilkel, uzun süre yaşayan, basit aletler yapan erken insan olarak düşünülüyor. 

Homo sapiens ise büyük beyinli, dil sahibi, kültür üreten, soyut düşünen modern insan olarak değerlendiriliyor.  

Homo erectusta modern konuşma için gerekli hyoid kemiği tam gelişmemiş. 

Broca/Wernicke alanı küçük. 

Dil kapasitesi ilkel ve sınırlı. 

Homo sapienste tam gelişmiş hyoid kemik, geniş Broca ve Wernicke alanları var.  

Bu önemli farklar evrim sürecinde mi gelişti, yoksa genetik bir müdahale mi oldu, farklı görüşler mevcut. 

(Bu konuyu 29 Eylül tarihli "223 Gen" başlıklı makalede detaylı yazmıştım, okuyabilirsiniz.) 

* 

Görüldüğü gibi insanlık tarihinde kayıp 300 bin yıl var. 

Bu süreçte beyin yapısı bize benzeyen atalarımız, hiç mi eser bırakmadılar? 

Değişik coğrafyalarda bulunan tarihi eserlerin yaş tespitinde farklı görüşler var.  

Belli bir grubun kontrolündeki resmi bilim, bu eserleri 5-6 bin yıl öncesine tarihlerken, medyada pek yer verilmeyen arkeologlar binlerce yıl öncesini işaret ediyorlar. 

Örneğin, resmi bilim elemanları Mısır Piramitlerini 4-5 bin yıl öncesine dayandırırken, bazı arkeologlar 15-20 bin yıl öncesine tarihlendiriyor. 

İnsan eliyle yapıldığı kesinleşen binlerce yıl öncesine ait tarihi eserler ardı sıra bulunuyor... 

Ngwenya Maden Ocağı (Eswatini / Swaziland) bilinen en eski maden ocağı olarak kabul ediliyor. Maden yaklaşık 41.000 – 43.000 yaşında. 

Başka hangi eserler bulunmuş... 

- En eski pigment kullanımı 300.000 yıl. 

- En eski yapı 75.000–300.000 yıl (taş daireler) 

- En eski maden 48.000 - 200.000 yıl (Tellinger iddiası) 

- En eski gelişmiş uygarlık 12.000 yıl, Göbekli Tepe (Hancock ve Tellinger 20.000 yıl öncesine ait olduğunu iddia ediyor.) 

- En eski müzik aleti (flüt) 40.000 yıl. 

- En eski mezarlık 120.000 yıl. 

Yukarıda bilinen veya bize sunulan eserler eski insanların öyle basit yaşamadıklarını düşündürüyor.  

Yan sıra Babil, Mısır, Sümer mitolojisinde tanrılardan söz ediliyor. Binlerce yıl krallık yapan tanrılar, yarı tanrılar ve krallara destanlarda (Atra Hassis, Enuma Elis, Gılgamış) yer verilmiş.  

Ya bunlar gerçekse! 

Dünyanın birçok yerindeki kazılar ve araştırmalar insanlık tarihini aydınlatacak ve gerçekler ortaya çıkacaktır.  

Tarihimizi 10 bin yıl ile sınırlamak ve atalarımızı ilkel olarak kabul etmek bıraktıkları eserlerle uyuşmuyor.  

Kayıp 300 bin yılda neler olduğu bulunursa, insanlığın geleceği aydınlanabilir.